(Google による翻訳)ギュルバハル・ハートゥン・モスクは、オスマン帝国の最も有名なスルタンの一人であるヤヴズ・スルタン・セリムの母親であるギュルバハル・ハートゥンによって建てられた複合施設の中で最も印象的な部分であり、1500 年代初頭に建てられ、今日トラブゾンで最も重要な歴史的建造物の 1 つです。また、古典的なオスマン建築の最も美しい例の 1 つである、八角形の計画されたモスクのすぐ隣にあるギュルバハル ハトゥンの墓を訪れることもできます。ギュルバハル・ハートゥン・モスクは、石の彫刻やレリーフ装飾が興味深い建築物で、その建築美と歴史的重要性を併せ持つ一見の価値のある場所です。
このモスクは、最近まで今日アタパークと呼ばれる地区の名前の由来になっており、ヤヴズ スルタン セリムの母であるギュルバハル ハトゥンによって建設された複合施設の最も重要な部分です。複合施設の他の建物は破壊され、モスク、墓、近年改修された噴水だけが現在残っています。モスクには碑文はありませんが、墓の碑文によると、911年(1505~1506年)頃に建てられたと考えられています。
モスクの北側にはロッジ(またはタブハネ)プラン形式があり、6 本の大理石の柱で支えられた 5 つのドームと、広い軒で覆われた拝廊があります。鍾乳石の入り口と一致する中央のドームへの通路にも鍾乳石があります。ドアの両側にミフラビエと 2 つの窓があります。モスクの港へは、このファサードから 3 つのドアを通って入ります。ポータルはメインスペースに通じており、隅にある他の 2 つのドアはロッジに通じています。 3 つの門の前には出入り口があり、中道を境に 2 つに分かれたナルテックスの床は高いベンチになっています。
12×12メートル。メインスペースは、12角形のドラムの上に置かれたペンダントドームで外側から覆われています。ハリムのドームドラムには 4 つの窓があり、ファサードの 2 つの窓と側面の 1 つの窓によって照明されます。 4.50×5.45メートル。隅にある 2 つのロッジはドームで覆われており、側面に開いた窓から光が差し込みます。モスクの大理石のミフラーブには王冠があり、ルーミスで装飾されています。 1970 年代に行われた修復では、ナルテックスのドームを含むモスクのすべての装飾が新しくされ、ミフラーブの端も塗装されました。小さなフリーズのある説教壇も大理石で作られており、気取らない雰囲気です。モスクの西壁に隣接する 8 角の演壇を持つミナレットは、白と赤の 1 列の切石で建てられ、そのバルコニーはムカルナスで作られています。中庭の中央に位置する噴水は、既存の遺跡の上に完成しました。鉄のメッシュのプールは、テントの形をした高い円錐形で覆われており、8 本の徐々に細くなる柱の上に置かれています。モスクの被覆システム全体と同様に、円錐形は鉛で覆われています。
モスクの東にある墓は八角柱の形をしており、ドームを持っています。鉛で覆われたわずかに尖ったドームが、八角形のドラムの上に置かれます。墓の北面を除くすべてのファサードに窓があります。色石で装飾された窓のアーチにはそれぞれレリーフのメダリオンがあり、内部は豊かな装飾で満たされていることがわかります。南東に開くドアには建設の碑文があり、ルーミスのバスマラも 2 つあります。
現在まで生き残っていない社会複合施設の構造の中で最も重要なものは、スルターニエ マドラサとしても知られるマドラサです。モスクの北に位置することが知られる2階建てのマドラサは1883年に修復されたが、老朽化のため1927年以降に破壊された。
(原文)
En ünlü Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbahar Hatun tarafından yaptırılan külliyenin en etkileyici bölümü olan Gülbahar Hatun Camii, 1500’lü yılların başından inşa edilmiş ve günümüzde Trabzon’un en önemli tarihi yapılarından biri konumunda. Klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden olan sekizgen planlı caminin hemen yanında bulunan Gülbahar Hatun Türbesi’ni de gezinizde ziyaret edebilirsiniz. Taş oymaları ve kabartma süslemeleri ile de ilgi çekici bir mimari eser olan Gülbahar Hatun Camii, tarihi öneminin yanı sıra mimari güzelliği ile de ziyaret edilmeye değer bir yer.
Bugün Atapark denilen semte yakın zamana kadar adını veren cami, Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun tarafından yaptırılan külliyenin en önemli birimidir. Külliyenin diğer binaları ortadan kalkmış, günümüze sadece cami ile türbe ve yakın yıllarda yenilenmiş olan şadırvan kalmıştır. Caminin üzerinde bir kitâbe bulunmamakla birlikte türbenin kitâbesine göre onun da 911 (1505-1506) yılına doğru yapıldığı sanılmaktadır.
Zâviyeli (veya tabhâneli) plan tipinde olan caminin kuzeyinde altı mermer sütunla taşınan beş kubbe ve geniş bir saçağın örttüğü son cemaat yeri bulunmaktadır. Mukarnaslı taçkapının üstüne rastlayan orta kubbeye geçiş yine mukarnaslarla sağlanmıştır. Kapının iki tarafında birer mihrâbiye ve ikişer pencere yer alır. Caminin harimine bu cepheden üç kapı ile girilmekte ve taçkapı ana mekâna, köşelerde bulunan diğer iki kapı zâviyelere açılmaktadır. Her üç kapının da önünde giriş yolları bulunmakta ve orta yolun ikiye böldüğü son cemaat yerinin zemini yüksek bir seki oluşturmaktadır.
12 × 12 m. ölçülerindeki ana mekânın üzeri, dışarıdan onikigen kasnağa oturan pandantifli kubbe ile örtülmüştür. Cepheden iki, yanlardan birer pencere ile aydınlatılan harimin kubbe kasnağında da dört pencere bulunmaktadır. 4,50 × 5,45 m. ölçülerinde olan köşelerdeki iki zâviyenin üzerleri kubbe ile örtülüdür ve yanlara açılan birer pencere ile aydınlatılmışlardır. Caminin mermer mihrabı taçlı olup rûmîlerle süslenmiştir. 1970’li yıllarda yapılan restorasyonlarda son cemaat yeri kubbeleri dahil caminin bütün tezyinatı yenilenmiş, bu arada mihrabın kenarları da boyanmıştır. Küçük frizlerin bulunduğu minber yine mermerden yapılmıştır ve gösterişsizdir. Sekiz köşeli kürsüsü caminin batı duvarına bitişik olan minare bir sıra beyaz, bir sıra kırmızı kesme taşla örülmüş ve şerefesi mukarnaslı olarak inşa edilmiştir. Avlunun ortasında yer alan şadırvan mevcut kalıntılar üzerine tamamlanmıştır. Demir şebekeli havuz, gittikçe daralan sekiz sütuna oturmuş çadır şeklinde yüksek bir külâhla örtülüdür; külâh caminin tüm örtü sisteminde olduğu gibi kurşunla kaplıdır.
Caminin doğusunda bulunan türbe sekizgen prizma şeklinde olup kubbelidir; kurşunla kaplı ve hafifçe sivri olan kubbe sekizgen bir kasnağa oturtulmuştur. Türbenin kuzey yüzü dışında bütün cephelerinde pencere bulunmaktadır. Renkli taşlarla tezyin edilmiş pencere kemerlerinin üzerinde birer kabartma madalyon yer almakta ve bunların içlerinin zengin süslemelerle doldurulmuş olduğu görülmektedir. Güneydoğuya açılan kapının üstünde inşaat kitâbesi ve ayrıca rûmîler içinde iki besmele bulunmaktadır.
Külliyenin bugüne ulaşmayan yapılarının en önemlisi Sultaniye Medresesi adıyla da tanınan medresedir. Caminin kuzeyinde yer aldığı ve iki katlı olduğu bilinen medrese 1883’te tamir edilmiş, ancak bakımsız hale geldiği için 1927 yılından sonra ortadan kaldırılmıştır.